Çok güzel mimari çeşitlemelerden oluşan ve
günümüzde de ayakta kalmayı başarabilen Eğin evlerinin bu durumunu
dikkate alan "ÇEKÜL VAKFI" Silifke evleri gibi "7 Kent" projesine
Kemaliye'yi de dahil etmek için çalışmalarına devam etmektedir. ÇEKÜL
Vakfı tarafından kent merkezinde saptanan mülkiyeti kişilere ait 5
evin rölöve restorasyon projeleri hazırlanarak ev sahipleri tarafından
gerçekleştirilmektedir. Ayrıca Kemaliye çevresindeki köylerden
Sarıkonak, Yeşilyamaç, Salihli ve Kozlupınar'da tespitler yapılmakta,
koruma planları hazırlanmaktadır.
Kemaliye evleri, "Hımış" yapım tekniğindeki konut mimarisinin Doğu
Anadolu eşiğindeki sınırında yer almaktadır. Bu yapım yönetimin
özellikleri doğrultusunda ana kat düzeyine kadar ahşap hatıllı moloz
taş,ana kat ve kaçak katı ise kerpiç dolgulu ahşap karkas olarak inşa
edilmiştir. Benimsenen bu yapım yönetemine bağlı olarak da kullanılan
gereçler taş, ahşap ve kerpiçtir.
Yapım yönetiminin seçiminde yerel yapı gereçlerinin yönlendiriciliği
göz önüne alınarak, Kemaliye evlerinin bütünüyle taş yapılar olarak da
karşımıza çıkması yadırganmayacak bir sonuç olabilirdi. Ancak,
yerleşme çevresinin doğal gereci olan taşın yanısıra, evlerin
yapıldığı dönemde uzak olarak nitelendirilebilecek alanlardan
özellikle Refahiye ve Kemah'tan ahşabın getirilerek, yapımda yoğun bir
biçimde kullanılmasında Fırat su yolu ana etken olarak gösterilebilir.
Refahiye ormanlarından elde edilen 6.50-7.00 m. uzunluğundaki çam ve
ceviz tomrukları Kemah'ta sallar haline getirilerek Fırat Nehri'ne
bırakıldığı ve suyun akış yönü doğrultusunda Kemaliye'ye ulaştığı,
keresteye çevirme işleminin ise ilçedeki marangozhanelerde yapıldığı
yapı ustaları tarafından söylenmektedir.
Ahşabın evlerde yoğun biçimde, hatta İstanbul
dışında, hımış sisteminde yapılmış evlerde örneğini bilmediğimiz cephe
kaplaması olarak kullanımını kanımızca yalnız sağlanabilme olanağı ile
değil, halkın sosyal ve ekonomik düzeyi ile açıklamak zorunluluğu
vardır. Evlerin yapım yıllarında İstanbul ile doğrudan ve süreklilik
içeren ilişkilerin öncelikle ahşabın cephe kaplaması olarak
seçilmesini etkilediğini, önemli bir sonuç olarak ortaya koymak
gerekir. Diğer yandan V.Cuinet'in "ülke için bu rakam oldukça büyük
bir miktardır" vurgulamasıyla verdiği 3-5000 lira ev değeri, halkın
ekonomik gücünün göstergesi olarak da bir sonuç niteliği taşımaktadır.
Arazinin çok eğimli yapısı, yapılanma zorluğunun yanı sıra inşaat
sürecindeki bazı güçlükleri de birlikte getirmiş olmalıdır. Bu
bağlamda, taş duvar yapım yönteminin niteliği; yapının sağlamlığı ve
arazi ile uyum açısından çok önemli olmuştur. Geleneksel Türk evindeki
zemin katlarda taş duvar uygulama ilkesi, yukarıda sözü edilen
zorunluluklara bağlı olarak Kemaliye evlerinde ana kat ve giderek dam
düzeyine kadar yükselebilmekte, buna karşılık alt katın ön cephe
yüzeylerinin de taş duvar yerine ahşap karkas olduğu örnekle ortaya
çıkabilmektedir. Bu nedenle, özellikle yan cephelerde, işlevsel
gerekliliğine göre inşa edilmiş taş duvar yüzeyleri ile ahşap karkas
duvar yüzeyleri kesin düşey ve yatay sınırlarla ayrılmayan organik bir
ilişki düzeni içindedirler.
Yapıldığı
dönemde yaşam, hizmet ve üretim mekânı olan Kemaliye evlerinin tasarım
programım yönlendiren; sosyo-kültürel ve ekonomik konumunun
belirlediği ilişkiler düzeni içinde, ailenin günlük yaşantısında
tekrarladığı eylemler bütünü olmuştur.
Eğimli arazinin güç ve sınırlı yapılanma koşullan doğrultusunda, iki
veya daha fazla katlar halinde/düşeyde gelişen evlerde; yapının eğim
ile ilişkisine ve manzaraya yönlenmesine koşut olarak tek cephenin
egemenliği söz konusudur. Genellikle ön cephe olarak tasarlanan bu
cephenin simetriği olan arka cephe ise oturma birimlerinin yerleşimi
için pek uygun olmayan bir konumdadır. Bu nedenle her kat planında,
genellikle ön kesimde oturma birimleri, arka kesimde ise servis
mekânları yer alır. Bunun yanı sıra arazinin eğimi, evlerin kaçak katı
dışında her düzeyinin dış çevre ile doğrudan ilişkisini sağlamıştır.
Aynı zamanda katların bağımsızlığını da olanaklı kılan bu durum,
servis ve yaşama birimlerinin katlara birlikte dağılımını yönlendirici
diğer bir etken olarak değerlendirilebilir.
Kemaliye
evlerinin oturma birimleri arasında yer alan "Selamlık Odaları"
işlevleri açısından ayrıca özellikler taşıyan mekânlardır. Bu
mekânların; yapı bütünü içinde diğer mekânlarla birlikte
örgütlenmesine karşın, kullanım olarak yalıtılma çabasının, işlevsel
farklılaşmasına bağlanabileceği konusu bazı varsayımlarla
açıklanabilir. Daha önce de değinildiği gibi ailenin genç erkeklerinin
çoğunlukla kent merkezlerinde çalışmasıyla yaşamlarını, çevre
dedikodularından uzak, evin içinde sürdürmeye özen gösteren hane
kadınları için önemi artan mahremiyet olgusunun, selamlık oluşumunu
zorunlu kıldığı düşünülebilir. Eve gelen erkek konuklar iç yaşama
katılmadan ancak bu mekânlarda rahatça ağırlanabilirler.
Kemaliye evlerinde özelleşmiş mekanlar arasında, bir diğer oturma biri
mi de "Divanhane" olup; manzara seyir yeri olarak belirgin bir işlev
yüklenmiştir.
Kemaliye evlerinde, kış mevsimi kullanımı için örgütlenmiş "Kış Odası"
boyut ve donanım öğeleri ile diğer odalardan farklı özellikler
gösterir. Ailenin kullanımına yönelik kış odaları l mağ genişlik
içeren ve kareye yaklaşan boyutları ile oldukça küçük olup, genellikle
taş duvarlı alt katlarda yer alırlar. Ayrıca ana katta konumlan-
dırılan evlerde de dış duvarlarının taş olmasına özen gösterilmiş, bu
nedenle de planın arka kesiminde oluşturulmuşlardır. Dış duvarlar
üzerindeki pencere sayısı ve boyutu, soğuğu geçirme kaygısıyla en aza
indirgenmiştir. Bu odanın işlevim belirleyen bir başka özellik de,
seki altının seki üstüne doğru ilerleyerek mekânın ortasında kış
aylanda ısınmayı sağlayan 'Tandır Kürsüsü"nün yerleştirilmesi için
gerekli zeminin hazırlanmasıdır.
Geleneksel
Türk evinde odaların işlevsel açıdan farklılaşmadığı araş tıncılarca
benimsenen bir görüştür. Odanın, günlük yaşamın gerektirdiği olağan
eylemlere cevap verebilecek donanımı veri olarak kabul edildiğinde bu
görüş doğrulanmaktadır. Bunun yanı sıra odalar, evlerin ve giderek
yerleşmenin sosyokültürel ve sosyo-ekonomik yapısının belirlediği
eylemler doğrultusunda da işlevsel ve biçimsel farklılık
gösterebilmektedir. Bu bağlamda Kemaliye evlerinde farklı işleve göre
özelleşmiş oturma birimi "Selamlık Odası" olarak karşımıza
çıkmaktadır.
Selamlık odası, işlevsel kesinlik içeren bir kavram gibi görünmekle
birlikte, ev halkının günlük olağan yaşamı dışındaki sosyal ilişkileri
doğrultusunda biçimlenmiş her mekân birden fazla olsa da böyle
adlandırılmıştır. Selamlık odasının; plan düzeninden kaynaklanan bir
tanıma oturtulmasından önce kullanım biçimi, mekânsal örgütlenmedeki
yeri ve diğer mekânlarla olan işlevsel ve biçimsel ilişkisi açısından
çözümlenmesi gerekmektedir.
Diğer mekânlar gibi yapı bütünü içinde yer almasına karşın, evin iç
yaşamından belli öğelerle ayrılmış olan "Selamlık"; zaman zaman baş
oda, kış odası işlevini de üstlenebilmektedir.
Kiler, soğukluk ve mağazalar: Kemaliye evlerinde depolama işlevine
yönelik çeşitli mekanlara yapı bütünü içinde olmak koşuluyla yer
verilmiştir. Meyve, sebze, tahıl, yağ, peynir, kavurma ve uzun süreli
tüketim için hazırlanan yufka ekmeklerinin bozulmadan saklanmasını
sağlayacak uygun sıcaklık ve havalandırma koşullarına sahip farklı
mekânları oluşturulabilmesi için, kat alanlarının genellikle odaların
konumlandığı ön kesim dışındaki bölümleri depolarla donatılmıştır.
Kilerler dışındaki "Soğukluk" veya "Mağza" adı verilen bölümler; en
alt katın arka kesiminde yer alan veya daha aşağıya gömülen soğuk hava
depolandır. Ayrıca ilçeye özgü bir uygulama ise, bu soğuk ortamın;
mekânın tabanından sürekli su göçmesi sağlanarak elde edilmesidir.
Dam (Yetme): Kemaliye evlerinde ana katın üstü eğimli bir çatı ile
örtülmeyerek, kapalı ve açık mekânların örgütlenmesi sağlanmıştır:
Yazlık yaşama ya da daha işlevsel bir yaklaşımla damdaki üretim
eylemleri sırasında oturma ve kiler birimlerini içeren kapalı
bölüm/"Kaçak"ın yanı sıra, yapı alanının yarısından daha büyük bir
bölümü "Yetme" adıyla açık mekân olarak düzenlenmiştir. Yetme yalnızca
bir örtü öğesi değil, yaz boyunca meyve ve sebze kurutmaya yönelik
işlemlerin sürdürüldüğü işlevsel bir mekândır. Özgün durumuyla
günümüze hiç örneği kalmamasına karşın, kaçağın üstünün de önceleri
seyyar merdivenle ulaşılan bir açık servis mekânı olduğu
söylenmektedir.
Ahır ve Samanlık (Merek): Hayvancılığın bir üretim biçimi olarak
benimsenmediği Kemaliye evlerinde, ailelerin kendi tüketimleri için
besledikleri inek, keçi, tavuk vb. veya gücünden yararlandıkları eşek,
at, katır gibi hayvanların barınmalarına yönelik ahır ve samanlık (merek)
birimleri yapının arazideki konumuna bağlı olarak tasarlanmıştır. İki
kattan daha fazla yapılanma olanağı bulunan evlerin en alt katında
bağımsız veya depo ve odunluk mekânları ile birlikte, iki katlı
evlerde ise ya alt katın bir bölümü ya da yapıya bitişik ayrı bir
mekânda çözümlenmişlerdir
|